Senden bahis açılmadıkça susmak isterim.


Senden bahis açılmadıkça susmak isterim
Senden bahis açılmaya vesiledir.
Kınalıada, vapur, deniz, yunus
Şimdiye kadar neden gökyüzü değildi
Niye böyle oldu
Neden kitapları severdim?
Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz
Yoksa neye yarardı bu garip şehir?
Burada senin doğduğun bana malumdur
Yoksa sever miydim minareleri
Süleymaniye’yi?
Sen gavur olduğun halde.


Senden bahis açılmadıkça susmak isterim..

Senden bahis açılmadıkça susmak isterim
Senden bahis açılmaya vesiledir.
Kınalıada, vapur, deniz, yunus
Şimdiye kadar neden gökyüzü değildi
Niye böyle oldu
Neden kitapları severdim?
Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz
Yoksa neye yarardı bu garip şehir?
Burada senin doğduğun bana malumdur
Yoksa sever miydim minareleri
Süleymaniye’yi?
Sen gavur olduğun halde.

II
Senden bahis açılmadıkça susmak isterim
Senden bahis açmaya vesiledir
Kınalıada, vapur, deniz, yunus.
Şimdiye kadar neden gökyüzü değildi?
Niye böyle oldu?
Neden kitapları severdim?
Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz
Yoksa neye yaradı bu garip şehir?
Burada senin doğduğun bana malumdur.
Yoksa sever miydim minareleri.
Süleymaniye’i
Sen, gâvur olduğun halde?

Sait Faik Abasıyanık’ın Şiirleri

Sana koşuyorum bir vapurun içinde
Ölmemek, delirmemek için…
Yaşamak; bütün âdetlerden uzak
Yaşamak….
Hayır değil, değil sıcak;
Dudakların hatırası;
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınaların koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam onsuz edemem.
Bana su, bana ekmek, bana zehir;
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım.
Sensiz edemem!

Gerçek ismi Mehmet Sait’tir. Sait Faik Abasıyanık, 18 Kasım 1906 yılında Adapazarı’nda dünyaya geldi. Babası Mehmet Faik Bey, kereste tüccarıydı. İlköğrenimine Adapazarı’nda başlayan Abasıyanık, ortaöğretimine İstanbul Erkek Lisesi ve Bursa Lisesi’nde devam etmiştir. Edebiyat hayatına bu dönemde atılmıştır. Sait Faik Abasıyanık, 11 Mayıs 1954 yılında Siroz hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

II Senden bahis açılmadıkça susmak isterim

II.
Senden bahis açılmadıkça susmak isterim
Senden bahis açılmaya vesiledir.
Kınalıada, vapur, deniz, yunus
Şimdiye kadar neden gökyüzü değildi
Niye böyle oldu
Neden kitapları severdim?
Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz
Yoksa neye yarardı bu garip şehir?
Burada senin doğduğun bana malumdur
Yoksa sever miydim minareleri
Süleymaniye’yi?
Sen gâvur olduğun halde.

Sait Faik’in şair yönüne ilişkin birkaç ifadeyi öncül olarak dikkate almak gerekiyor. Ece Ayhan, birçok yazısında Sait Faik’ten “Çakır Hikâyeci” olarak bahseder. “Çakır Hikâyeci” benzetmesinin ardındaki birincil anlamın Sait Faik’in bakışları ya da göz rengiyle/yüz ifadesiyle -ve sürdüğü bohem yaşamıyla- sürekli çakırkeyif bir görüntü sergilemesi olduğu düşünülebilir. Ancak, Ece Ayhan bu benzetmeyi Sait Faik’in ‘yarı hikâyeci-yarı şair’ olduğunu iddia ederek açıklamıştır. Bununla birlikte, Ece Ayhan, ikinci yeni şiir akımının tümünü ima ederek, Sait Faik’in ‘Alemdağ’da Var Bir Yılan’ (1954) adlı kitabı ile Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ‘Çocuk ve Allah’ (1940) adlı kitabından doğduklarını söylemiş, bu iki esere verdiği önemi kendi varoluşuyla ve ikinci yeni şiir akımının poetikasıyla vurgulamaya çalışmıştır. Gerçekten de Sait Faik’in ‘Alemdağ’da Var Bir Yılan’ adlı kitabındaki hikâyelerin anlatım tarzı son derece şiirseldir: Bu hikâyeler neredeyse ‘düzyazı şiir’ olarak tanımlanan biçemle eşleşecek kadar yoğun bir şiirsel dil ve imgesel alan derinliği içerir.

Sait Faik Abasıyanık-Senden Bahis Açılmadıkça Susmak İsterim

Benim için tek mutluluk olan ‘şiir yazmak’, mutsuzluk olan ‘şiir yazmamak’a dönüşür ki, hemen hemen okumaktan başka bir şey yapamam. Sait Faik’in ‘Ne desem yalan gibiydi’ sözüne uygun bir yaşam tutturmaktan başkaca bir seçeneğim kalmaz….Oysa bir şiirin verdiği mutluluk olsa olsa bir gün sürer. Olsun. Belki de bütün mutlulukların toplamı bu kadarcıktır.

Bize bir masa ayır Yankimu
Aleksandra’mla benim için
Bir masa.
Üstü çiçeksiz
Örtüsü gazeteden
Şarabı aşktan
Hem hülyadan.
Aleksandra’m mızıka çalsın
Siyaha çalar parmaklarıyla
Güftesi bayağı şarkılar
Adi havalar.
Meyhane acı zeytinyağı koksun
Sen hoşnut ol Yanakimu.


SAİT FAİK ABASIYANIK (SENDEN BAHİS AÇILMADIKÇA SUSMAK İSTERİM

Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak.
Hayır değil, değil sıcak
Dudaklarının hatırası
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı.
Gözlerine bakmalıyım
Sesini işitmeliyim
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem
Bana su, bana ekmek, bana zehir
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım
Sensiz edemem.

Sait Faik Abasıyanık-Senden Bahis Açılmadıkça Susmak İsterim

Bize bir masa ayır Yankimu
Aleksandra’mla benim için
Bir masa.
Üstü çiçeksiz
Örtüsü gazeteden
Şarabı aşktan
Hem hülyadan.
Aleksandra’m mızıka çalsın
Siyaha çalar parmaklarıyla
Güftesi bayağı şarkılar
Adi havalar.
Meyhane acı zeytinyağı koksun
Sen hoşnut ol Yanakimu.

Senden Bahis Açılmadıkça Susmak İsterim

1906-1954 yılları arasına sığdırdığı kısa ömründe, edebiyata ilk önce şiir yazmakla başlayıp daha sonra hikâyede karar kılan Sait Faik, Çağdaş Türk hikâyeciliğinin mihenk taşlarındandır. 1930’larda başladığı yazı hayatı boyunca “sorumlu avare, gözlemci balıkçı, çakırkeyf sirozlu, küfürbaz şair, müflis tacir, züğürt yazar, hamdolsun diyemeyen rantiye, anadan doğma çevreci” gibi çeşitli sıfatlarla anılan Abasıyanık’ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içerirdi.
Öykü, roman ve şiirlerini yaşamın hakkını vermek için yazan Sait Faik’in, sürekli kullandığı ana tema yaşama sevincidir. Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, emekçiler ve küçük burjuvalar onun insanlarıdır. O bu insanlarda evrensel insanı yakalayan bir İstanbul öykücüsüdür. Doğa güzellikleri karşısında başı dönen Abasıyanık’ı, toplumsal sorunlar bireysel planda bir hayıflanmaya sürüklemiştir. Böyle anlarda karamsar bir tablo çizmiş, toplumsal çelişkiler karşısınday öfke, yenilgi ve kaçış duyguları yaşamıştır. “Hikâyelerimde şiir kokusu var diyorsunuz. Bir iki tane de şiir yazdım, içinde hikâye kokusu var dediler. Demek ki ben ne hikâyeciyim ne de bir şair. İkisi ortası acayip bir şey. Ne yapalım beni de böyle kabul edin.” diyen Sait Faik’i ölüm yıldönümünde şiirleriyle analım istedik…

senden bahis açılmadıkça susmak isterim senden bahis ..

Aşk duygusu ve bu duygunun zeminini teşkil eden kadın güzelliği, kadınlara duyulan ilgi, Abasıyanık'ın şiirlerinin gür mecralarından birisidir11 ve bu tema, şair için başka bir çok temanın şiire dahil oluşuna da bir bahanedir, bir vesiledir: Senden bahis açılmadıkça susmak isterim.