Ukrayna-polisi-bugün-500den-fazla-bahis-dükkanını-kapattı


İkinci senaryo, Rusya’nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerini işgal ve ilhak ettiği; yani son dönem ortaya koyduğu saha hedeflerini gerçekleştirdiği senaryodur. Bu ihtimal, Moskova için daha gerçekçi bir zafer tasvir etmektedir. Rusya, her ne kadar diğer hedeflerini başaramamış gibi görünecek olsa da stratejik kazanımlar ve galibiyet olarak tanımlayabileceği bir sonuç elde etmiş olacaktır. Diğer yandan, Kiev için kabul edilmesi namümkün bir hezimet olarak görülecektir. Bu senaryonun gerçekleşebilmesi için Batı’nın Rusya’nın yeterince yıprandığına ikna olması ve kendileri için varoluşsal bir tehdit oluşması gerekmektedir. Ancak bu ihtimalde Batı, Ukrayna’ya verdiği desteği keser ve Ukrayna ordusu savunma ve taarruz kabiliyetini sürdüremez hale gelir. NATO’nun 2024 Washington zirvesi, bu yönde herhangi bir emareyi haiz olmamakla beraber aksine desteğin artarak devam edeceğini vurgulamaktadır.


Ukrayna polisi bugün 500den fazla bahis dükkanını kapattı

Trump Ukrayna'nın anlaşmaya hazır olduğunu söyledi.PUTİN'LE GÖRÜŞMEBeyaz Saray'dan Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'na video konferansı yoluyla bağlanan ABD Başkanı Donald Trump, ekonomi politikalarından dış politika vizyonuna kadar pek çok başlıkta mesajlar verdi.Trump, Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı "büyük çaplı can kayıplarından" yakınırken, bu savaşın sona ermesini sağlamak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakında görüşmek istediğini açıkladı."UKRAYNA ANLAŞMAYA HAZIR"Savaşı ekonomik nedenlerden değil, yol açtığı ölümlerden ötürü sona erdirmek istediğinin altını çizen Trump, "Bu bir katliam, bu savaşı gerçekten durdurmak zorundayız.

İkinci konuşmacı olan Prof. Dr. Selcen Öner ise; Parochial Europe terimini analiz ettiği sunumunda Rusya-Ukrayna savaşının AB siyasetine etkileri üzerinde durmuş, Avrupa’da popülizm ve radikal sağın yükselişi ile Putin ve radikal sağ ilişkisinin araştırılmaya değer bir alan olduğunu, savaşın Polonya – Macaristan eksenindeki etkilerini, Fransa seçimleri ve değişen Macron söylemi ile İtalya seçimleri ve Brothers of Italy oluşumu üzerinde durmuş, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın AB değerlerinin bir parçası sayıldığı ortamda Türkiye’den bahsedilmediğini belirtmiştir.

[PDF] RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ BİR YILI

Birincisinde Rusya’nın mevzu bahis dört bölgeyi hedeflediği gibi elde ettiğini, Ukrayna’yı silahsızlandırdığını ve NATO karşısında garantiler elde ettiğini düşünelim. Bu sürede kaybettiği insan gücü, askeri teçhizat, yüklendiği ekonomik yaptırımlar ve savaş ekonomisinin getirdiği maliyetler hesap edildiğinde, bu gerçek bir zafer midir? Hatta, orta ve uzun vadede yaşanılması kuvvetle muhtemel olan imalat, iş gücü ve demografik problemler, ulaşılan hedefleri ve savaş kararını rasyonel kılmakta mıdır? Eğer ki mesele siyasi hedeflere ulaşmaksa bu bir başarıdır, zaferdir. Ancak, nihayetinde karşımıza muhtelif krizlere gark olmuş, Batı karşısında zayıflamış ve ciddi şekilde yıpranmış bir Rusya çıkacaksa bu durum muharebenin kazanıldığı ve fakat savaşın kaybedildiğini göstermektedir. İkincisinde, Ukrayna ordusu Rus güçlerini topraklarından bütünüyle kazısın ve tüm Rus unsurları işgal ettikleri bölgeleri terk etmek zorunda kalsın. Ülkenin doğusu ve güneyi muazzam bir yıkımla karşı karşıya, ülke genelindeki altyapı ve üstyapı tesisleri ciddi zarar görmüş durumda; üretim, imalat, ticaret ehven-i şer durumda; özetle, Dünya Bankası Ukrayna’nın yeniden inşa maliyetini 480 milyar dolar olarak hesap ediyor. Hal böyle olunca, bu senaryoda da birincisine benzer bir sonuç ortaya çıkmaktadır.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin müzakerelere ne kadar hazır olduğu yönündeki soruya yanıt veren Trump, “Zelenskiy bu savaşı durduracak bir anlaşmayı müzakere etmeye hazır. Ukrayna da Rusya da çok fazla asker kaybetmiş durumda.” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, iki taraf arasında bir uzlaşma sağlanabilmesi konusundaki umutları artırıyor.

Ukrayna Savaşının 3. Yılı: Mevcut Durum ve Olası Senaryolar

Türk denizinin altına ve üstüne yapılan geçitlerin Türk hakimiyetinin aleyhinde görülmemesi millet olarak “Marmara ve boğazları”nı Türk boğazları ve Türk denizi şeklinde adlandırmamıza mani oluyor. Milli varlık endişesi, milli hedef, bir Türk geleceği hesap dışı tutulduğu için elimizdeki imkanların farkında bile değiliz. Ruslar bu konuda çok daha bilinçli. Rusya Ukrayna’ya bağlı olan Kırım Muhtar Cumhuriyeti’ni 2014'te ilhak etti. Akabinde Kerç boğazına Avrupa’nın en uzun köprüsünü yaparak, Kerç boğazını bir şekilde hakimiyeti altına aldı. Rusya’ya bitişik ve Azak Denizi’ne kıyısı olan Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasını temin etti. Ve bütün dünya Rusya’nın bu hamlelerini protesto etti. Niye? Çünkü Türk boğazlarına yapılan bütün geçitleri finanse edenlerin işine Azak denizinin bir “Rus gölü” haline dönüşmesi gelmiyor. Kaldı ki Azak denizi ile Türk denizinin kıymeti ve ehemmiyetinin mukayese kabul etmez olduğunu anlamak için haritaya bakmak kifayet eder.

2000’lerin başından itibaren Putin yönetiminin Rus dünyası doktrinini aktif olarak kullanmaya başlamasıyla birlikte bu kavram devletin kontrolünde olan Rus Ortodoks Kilisesi’nin resmî söyleminin ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir. 2003’te Gürcistan ve 2004’te Ukrayna’da renkli devrimlerin yaşanmasından sonra Moskova, Batı’ya karşı bir denge olarak “Ortodoks medeniyet” fikrini savunmaya başlamıştır. Rus Ortodoks Kilisesi de Rus dünyası ve Ortodoks medeniyet doktrinlerini birbirini tamamlayan iki unsur olarak kabul etmektedir. Bu bağlamda Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, Rusya ve Rus dünyasından oluşan eşi benzeri olmayan Rus medeniyetinin hızla yayılan Batı medeniyetine karşı mücadele başlatması gerektiğini savunmaktadır.

Rusya her gün 1.000 askerini Ukraynaya ölüme yolluyor | Euronews

Marmara Avrupa Haftası Etkinliklerinin ilk gününde Prof. Dr. Yonca Özer açılış konuşmasına; Avrupa Birliği’nin Ukrayna savaşına bugüne kadar iç veya dış platformlarda mevzuu bahis olan krizlere göstermediği kadar konvansiyonel bir biçimde tepki gösterdiğini belirterek başlamıştır. Özer; AB’nin varoluşsal bir sorunla karşı karşıya kalmasından mütevellit 2020 yılı Şubat ayından itibaren dış politika alanında bir çok radikal değişiklikler yaptığını ve yakın zamanlı bu savaş ile AB’nin kendisini jeopolitik bir aktör olarak konumlandırdığını belirtmiştir. Güç politikasında meydana gelen ciddi değişim ile AB’nin itici gücü konumunda olan Almanya pasifist politikasından dönüşü sonrası Ukrayna’ya önemli savunma araçlarının ulaştırılması görevini üstlenmiştir. Tarafsızlığını devam ettiren Finlandiya ve İsveç ise bu süreçte Nato’ya üyelik başvurusunda bulunmuşlardır. Ukrayna’dan gelen sivil kitlelerin göçmenlik başvurularına kolaylık sağlanmış ve 3 yıllık geçici oturma izinleri verilmiştir. Rusya’ya enerji konusunda olan bağımlılığın azaltılması adına Mısır ve İsrail ile doğalgaz temini anlaşmaları yapılmıştır. Sırbistan ve Karadağ ile süren müzakerelerin ne zaman biteceği belli değilken, AB’nin yürüttüğü genişleme politikaları da ciddi bir ivme kazanmıştır. Prof. Özer, Ukrayna – Rusya savaşının güvenlik tehdidi oluşturmakla birlikte AB için fırsatlar sunduğunu da belirterek sözü oturum başkanı Prof. Dr. Beken Saatçioğlu’na bırakmıştır.

Rus Ortodoks Kilisesi’ne göre Rus dünyası, bugün kendilerini farklı isimlerle tanımlayan Ruslar, Ukraynalılar ve Belarusların ait olduğu ayrı bir medeniyettir; dolayısıyla Rusya, Ukrayna ve Belarus Rus dünyasının ana merkezleri sayılmaktadır. Aynı zamanda söz konusu üç ülke bir bütün hâlinde “Kutsal Rusya” olarak tasvir edilmektedir. Bir diğer ifadeyle bu üç halk, manevi bir birlik oluşturmaktadır. Rus dünyasının temelinde Ortodoks inancı başta olmak üzere Rus kültürü, Rus dili ve ortak tarihî hafıza gibi unsurların yattığı ileri sürülmektedir. Rus Ortodoks Kilisesi’nin savunduğu bu düşüncenin vardığı nihai noktaya göre, “kadim Rus topraklarında” bulunan bu ülkeler ortak bir medeniyete ait oldukları için en “yüce amaçları” da aralarında bir entegrasyon süreci başlatmak olmalıdır. Diğer bir deyişle Rus Ortodoks Kilisesi “Doğu Slav halklarının” bir Kutsal Rusya çatısı altında birleşmeleri gerektiğini savunarak aslında Sovyet sonrası ülkeleri Rusya’nın başında bulunacağı bir uluslar üstü yapı içinde birleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Rus Ortodoks Kilisesi Rusya’yı bir “devlet-medeniyet” olarak betimleyerek Kremlin’in yetkilerini Rusya sınırlarının ötesine taşıma politikasına hizmet etmektedir.


Geçtiğimiz haftalarda yasa dışı bahis reklamı yaparak insanları ..

ABD'nin 47. Başkanı Donald Trump, 'da gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede, Rusya-Ukrayna savaşının "saçma" bir savaş olduğunu ve bir an önce sona ermesi gerektiğini vurgulayarak, Çin'in Rusya üzerinde belli bir etkisi ve gücü olduğunu, savaşın sona ermesi için Çin Devlet Başkanı Şi'nin bu etkisini kullanması gerektiğini ifade etmişti.

Hangi sektörde ne kadar Ukrayna-Rusya riski var

Putin, Kırım’ın ilhakı üzerine yaptığı konuşmada, Kırım’ın Rusya ile ortak bir dil ve tarihe sahip olduğunu ve dolayısıyla Rus dünyasının ayrılmaz bir parçası sayıldığını öne sürmüştür. Bu bağlamda Moskova, Ukrayna devletinin Kırım’daki Rusların anadiline sürekli baskı uyguladığını ve bunun Rus medeniyetine yönelik bir tecavüz olduğunu savunarak Ukrayna içişlerine yaptığı müdahaleyi ve Kırım’ın ilhakını haklı göstermeye çalışmıştır. Böylece, Rus dünyası kavramı bütün dünya kamuoyuna, Rusya’nın kültürel ve manevi kimliğine yönelik herhangi bir baskı söz konusu olduğunda bu “dünyayı” korumaya yönelik dış politika eylemlerinin bir gerekçesi olarak sunulmaya çalışılmaktadır.

İran ile Rusya arasındaki stratejik anlaşma ne anlatıyor

Batılı kaynakların ortalamasına göre şu ana kadar yaklaşık 100 bin Rus asker ölmüş ve 450 bin civarında asker de yaralanmıştır. Ukrayna Savunma Bakanlığı rakamlarına bakacak olursak, Rusya yaklaşık 550 bin askeri personelini kaybetmiştir. Söz konusu, savaşta verilen kayıp olduğunda, yayımlanan herhangi bir rakamın doğruluğu kesinlikle sorgulamaya açıktır; zira, bu rakamlar manipülasyona son derece açıktır. Yine Ukrayna Savunma Bakanlığı verilerinden yola çıkarsak Rusya’nın kaybı yaklaşık 8 bin tank, 15 bin zırhlı araç, 15 bin topçu sistemi, 400 uçak, 300 helikopter vd. Öte yandan Volodimir Zelenskiy, Ukrayna’nın askeri personel kaybını takribi 30 bin olarak ifade etmiştir; fakat, gerçek rakamın bunun çok daha üzerinde olduğu hesap edilmektedir. Nihayetinde, her iki taraf da ağır kayıplar vermekte ve ciddi derecede yıpranmaktadır. Ancak, Moskova’nın mevzu bahis yıpranmayı telafi etme kapasitesi Kiev’e nazaran çok daha fazladır.